HABER

TOGB Başkanı Birliğe ihanet etti.

Birlik merkez yönetimi tarafından yapılan açıklamada TOGB Başkanı Mahmut Yetim hakkında idaa edilen suçlamaları ve belgeleri olduğu gibi yayınlıyoruz.

“İHANET” BELGELENMİŞTİR

Değerli başkanlar açıklamasını sunduğum aşağıdaki husus ile ilgili belgeyi sizlerle
paylaşmak istiyorum;
Birliğimiz Merkez Yönetim Kurul’unca, Ülke çapında faaliyet gösterecek olan optisyengözlükçüler odalarının kuruluşu için 30-31.05.2019 tarihli ve (3) sayılı karar alınmış ve
toplam 20 odanın ve bu arada 19. Bölge Güneydoğu Optisyen-Gözlükçüler Odası’nın
ve 20. Bölge Kuzeydoğu Optisyen-Gözlükçüler Odası’nın kurulması kararlaştırılmış ve
bu karar 28.06.2019 tarihli Resmî Gazete’de ilânen tebliğ edilmiştir. Bu kararın
yayımlanması üzerine, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası tarafından, 19. Bölge
Güneydoğu Optisyen-Gözlükçüler Odası’nın ve 20. Bölge Kuzeydoğu OptisyenGözlükçüler Odası’nın kurulmasına dair işlemin iptali talebi ile Ankara 4. İdare
Mahkemesi’nin 2019/1343 (dilekçe reddi kararından sonra 2019/1465) esasında
yürütmenin durdurulması talepli olarak Birliğimiz aleyhine dava açılmıştır. Bu
2019/1465 esas sayılı davaya dair dava dilekçesinin tebliğine ilişkin 06.08.2019 tarihli
ara kararı ile, davaya karşı savunma ve ara kararı cevabı için Birliğimize 30 gün süre
tanınmış; bu kararın ve dava dilekçesinin 22.08.2019 günü Birliğimize tebliğ edildiği
bilâhare öğrenilmiştir.Bu tebliğ tarihine göre, Birliğimizin en azından 30 günlük normal
kanunî savunma süresi vardır. Bu duruma göre, davada “Birlik lehine hareket” adına,
normal kanunî 30 günlük sürenin kullanılması ve buna ilâveten 2577 sayılı İdarî
Yargılama Usulü Kanunu’nun 16 ncı ve 20 maddelerinin tanıdığı 30 günlük ek süre
isteme hakkından faydalanma yoluna gidilmesidir.
Dava dilekçesi ve ara kararı, Birlik Başkanı tarafından Birliğimiz Merkez Yönetim
Kurulu’nun 22-23.08.2019 tarihindeki olağan toplantısının gündemine getirilmemiş ve
ne yönde savunma verileceğinin müzakere edilmesine imkân tanınmamıştır. Tebligatın
Merkez Yönetim Kurulu’nca öğrenilmesi üzerine (tebliğ tarihinden hemen bir gün
sonra), Birliğimiz Merkez Yönetim Kurulu’nun aldığı 23.08.2019 tarihli ve 2019/12 sayılı
karar ile, işbu davaya ve Birliğimiz aleyhine açılmış diğer davalara karşı bizzat
savunma hazırlayıp imzalayıp Mahkeme’ye sunmak ve bu arada bu davalarda
Birliğimizi vekâleten temsil etmesi için bir avukat ile vekâlet sözleşmesi imzalamak
üzere avukat ile görüşmelerde bulunmak ve avukatlık sözleşmesi akdetmek
hususlarında Genel Sekreter Yardımcısı İlker AKGÜL’ün yetkilendirilmesine karar
verilmiştir.
Kuruluşu 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun’un ek 1 nci ve geçici 4 üncü
maddelerine dayanan Birliğimizin Kurucu Genel Kurul’u 17.03.2019 tarihinde
gerçekleştirilmiş olduğundan, kuruluş işlemleri ve bu arada teşkilâtlanması ile personel
ve ekipman altyapısı henüz tamamlanamamıştır. Bu safhada, Anayasa’nın 135 inci
maddesinde belirtilen anlamda “kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu” olan
Birliğimizin henüz yeni kurulmuş ve teşkilâtlanmasını tamamlamak gayreti içinde
olması sebebiyle yürütülmesi gereken pek çok iş ve işlemleri bulunduğu gibi, aleyhe
açılmış davalara karşı savunma hazırlayıp sunmak konusunda yeterli deneyiminin ve
birikiminin henüz bulunmayacağı açıktır.
Bunların yanında, Birliğimizin henüz hukuk hizmetleri birimi kurulamadığı gibi, taraf
olduğu ve olacağı davalarda Birliği temsil edecek olan bir vekil (avukat) veya vekiller
ile sözleşme akdedilmesi görüşmeleri de henüz bitirilememiş iken, Birliğimizin icra
organı olan Merkez Yönetim Kurulu’nun üyelerinin tamamına yakınının Ankara dışında
ikamet ediyor ve ilgili 5193 sayılı ve 6643 sayılı Kanunlara ve Türk OptisyenGözlükçüler Birliği Yönetmeliği’nin ilgili hükümlerine göre Kurul’umuzun 15 günde bir
toplanmakta olduğu gözetilerek, davaya karşı savunma için 30 gün ek süre istemek
imkânı var iken ek süre istenmemiştir. Birliğimizin ve odalarımızın kuruluşu ile çok
yakından ilgili ve pek mühim bulunan işbu davaya karşı ne yönde savunma
hazırlanacağı hususu henüz Merkez Yönetim Kurulu’nca müzakere edilip karara da
bağlanmamıştır.Durum yukarıdaki gibidir. Durum böyle iken ve Birliğimiz adına
savunma için normal kanunî 30 günlük süre ve bu sürenin 30 gün daha uzatılması
talebinde bulunmak hakları mevcut iken, -her nedense, adeta “Mahkeme’den davacı
lehine bir ân önce karar çıkmasını sağlamak” istercesine- Birlik Başkanı Mahmut
YETİM tarafından, Merkez Yönetim Kurulu’nun bilgisi ve kararı olmaksızın yetkisiz
olarak imzalanıp dava dosyasına sunulan 23.08.2019 tarihli dilekçe ile davaya karşı
“savunma” verildiği ve bu dilekçede, Birliğimiz işleminin “savunulması” anlamında
yeterli açıklamaların da yer almadığı öğrenilmiştir. Giden evrak defterine de
kaydedilmeksizin Mahkeme’ye verildiği anlaşılan bu “savunma” dilekçesi haricen temin
edilmiştir.
Sözkonusu dava, iptal talebi yayında yürütmenin durdurulması talepli olarak açılmıştır.
Mahkeme, “yürütmenin durdurulması talebinin davalının savunması alındıktın sonra
görüşülmesine” karar vermiştir. Birlik Başkanı’nın alelacele “savunma” (?) imzalayıp
vermesi şeklinde sergilediği bu tutumunun, -davada Birliğimiz aleyhine yürütmenin
durdurulması kararı verilmesi ihtimali gözetildiğinde- bir ân evvel Birlik aleyhine karar
verilmesine imkân sağlayıcı ve bu hâliyle davacı taraf lehine ve Birliğimiz aleyhine
sonuç doğurabilir olduğu tartışmasızdır.
Bu 23.08.2019 tarihli “savunma” (?) dilekçesinin verildiği tarihte, 22-23.08.2019 tarihli
olağan toplantı devam etmektedir. Toplantının yapıldığı sırada, orada hazır
bulunmasına rağmen, Başkan Mahmut YETİM, “hasta olduğu”nu belirterek toplantıdaki
görüşmeleri toplantı salonuna bağlı odadan (odanın ve toplantı salonu arasındaki
bağlantı kapısı açık halde) dinleyip izlemiş, fakat müzakerelere bizzat iştirak etmemiş;
bu yüzden, toplantıya II.Başkan başkanlık etmiş; Başkan Mahmut YETİM, 23.08.2019
günü “kalp krizi geçirdiği”ni ifade ile hastaneye gittiğini belirtip toplantı mahallini de
tamamen terketmiştir.
Oldukça dikkat çekicidir ve manidardır ki: Başkan Mahmut YETİM, 23.08.2019 ilâ
29.08.2019 tarihleri için Birliğe “iş göremezlik raporu” vermiş bulunduğu halde, raporlu
(hasta) bulunduğu ve Kurul toplantılarına fiilen katılmadığı veya katılamadığı
23.08.2019 günü o “savunma dilekçesi”ni hazırlayıp imzalayarak götürüp Mahkeme’ye
verebilmiştir.
Başkan’ın imzalayıp Mahkeme’ye verdiği 23.08.2019 tarihli savunma dilekçesinde,
dava konusu “kararın hatalı olarak veya sehven alındığı, mevzuata göre böyle bir kararı
almalarının yanlış olduğu, kanunun yanlış yorumlandığı; takdirin Mahkeme’ye ait
olduğu” yolunda beyanda bulunulmuştur. Bu beyan, hiçbir şekilde Birliğimizi
“savunmak” değildir. Tam aksine, “davacının iddiasında ve davasında haklı olduğu”nu
teyit etmek anlamına gelmektedir. Bir başka ifade ile, sözkonusu “savunma”, dolaylı
olarak “davanın kabulü” manasına gelmektedir.
Dava konusu Merkez Yönetim Kurulu kararı oybirliği ile alınmış bir karardır. Birliği
“temsil” ve Birlik menfaatlerini savunmak makamında olan Başkan’ın tek başına davayı
kabul yetkisi yoktur. Başkan’ın Birlik aleyhine açılmış davaları kabul veya Birlik lehine
açılmış davalardan feragat edebileceği yönünde Merkez Yönetim Kurulu’nca alınmış
bir karar da bulunmamaktadır.
Birlik aleyhine açılmış bir davanın bir ân evvel davacı lehine karara bağlanması
neticesini doğurabilecek olan, Merkez Yönetim Kurulu’ndan gizlenen, alelacele ve
“olup-bitti” ile gerçekleştirilen, bir yönüyle “gizli-kapaklı hileli davranış” da oluşturan ve
davacı ile işbirliği içinde olmak halini teyit eden böyle bir tutumun, “Birliğin temsili ve
haklarının korunması” temel prensibi ile bağdaştırılamayacağı ve Birlik Başkanlığı
mevkiinde bulunmanın gereklerine taban tabana tezat teşkil ettiği açıktır. Bu tutum,
sadakat ilkesi ile de telif edilemez.
Birlik Başkanı Mahmut YETİM’in, sırf söz konusu davaya karşı her yönüyle Birlik
aleyhine olarak sergilediği tutumu ile, Birlik Başkanı sıfatıyla kendisine olması gereken
itimat duygusunu, itibar edilebilirliği ve güvenilebilirliği kaybetmiş olduğu ortak
kanaatine varılmıştır. Birlik Başkanlığı vasfının gerektirdiği özellikleri taşımadığı
anlaşılan Başkan’ın, Birlik menfaatlerine tamamen ters düşen diğer davranışları
yanında, böyle mühim bir davada “hasım” ile iş birliği yapması tamamen bir “ihanet”
teşkil etmektedir.
Başkan’ın değiştirilmesi ve yeniden görev dağılımının yapılması zaruret teşkil
etmektedir.
Meslektaşlarımızın yüksek bilgilerine sunulur.
Ekler: İhanetin ekleri

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu